Ergenlik Dönemi
Ergenlik dönemi, 12-21 yaş aralığındaki çocukların hormonal, fizyolojik ve psikolojik farklılıklar yaşadığı bir süreçtir. Ergenlik, çocuklar ve ailelerinde pek çok değişikliğin meydana geldiği bir dönemi kapsamaktadır. Çocuklar, hormonları dolayısıyla yetişkin olmaya başladıkça fiziksel olarak değişime uğrar ve duygusal olarak iniş çıkışlar yaşarlar. Bazen mutlu, bazen üzgün olurlar ve çoğu zaman da neden böyle hissettiklerini açıklayamazlar. Ancak, bu dönemde bulunan bireyler karşı karşıya kaldıkları tüm bu sorunlarını çözerken aynı zamanda bilişsel, sosyal ve duygusal açıdan da olgunlaşırlar. Ergenlik döneminde bir grubun parçası olmak, beğenilmek kendini kabul ettirmek bireyler için çok önemlidir. Aynı zamanda cinsel arzularının da arttığı bir dönemdir. Ergenlik döneminde, ergenler bedeni ve nasıl göründüğüyle ilgili aşırı uğraş içinde olur ve ayna karşısında saatlerini harcayabilirler. Bedenindeki bu değişiklikleri anlamaya çalışan çocuklarda psikolojik olarak herhangi bir nedeni olmayan değişiklikler görülmektedir. Bu sebeple davranışları tam oturmamış sayılarak hala çocuk kabul edilmektedirler. Böylece ergenlik dönemi aile ile çatışmaların arttığı bir dönem haline gelmektedir. Bu dönemde ebeveynler çocuklarının yetişkinliğe geçiş ve adaptasyon döneminde olduğunu unutmamalıdır.
Hormonlar ve metabolizmadaki bu değişimin yanı sıra ergenlikte gözlenen en önemli olaylardan biri de benlik gelişimidir. Kimlik kazanımı, aidiyet, cinsel yönelim konusunda yaşanan çatışmalar, sağlıklı çözümlenmediği takdirde kimlik krizine dönüşebilmekte ve farklı ruhsal sorunlara yol açabilmektedir. Kısacası dış görünümünün de yanında kendi benliğine dair bir arayış içindeyken; kaygı, öfke, depresif duygu durum şeklinde gözlenebilir. Pek çok anne baba, bu geçiş evresinde “çocuğunu tanıyamadığını” ya da “çocuklarının ondan koptuğunu” hissedebilir. Çocukluk döneminde kurduğu ilişki ile aynı süreceğini düşünebilir. Fakat ergenlik dönemi, kimlik kazanımının gerçekleştiği bir dönemdir. Bu dönemde pek çok genç, anne babadan ayrışarak, sağlıklı bir kimlik oluşumu için farklı ilgi alanlarına kayabilir: örneğin, okulda sevdiği bir öğretmeni örnek alabilir; sevdiği bir sanatçının davranışlarını taklit edebilir; hoşlandığı bir müzik grubuna özenebilir. Bir gruba dahil olma, aidiyet hissi ergenlik döneminde gençlerin en önemli ihtiyacıdır. Yetiştiği ortamdan, anne babadan ayrışmaya çalışır ve onlara benzememe yönünde hareket eder. Bu evrede pek çok ebeveyn kaygı duyar; ancak bu bir geçiş evresidir ve ergenin sağlıklı şekilde benlik gelişimini tamamlayabilmesi için sağlıklı sınırlara ihtiyacı vardır.
Sağlıklı sınırlar oluştururken risk içerikli materyallerden çocuğu uzak tutmak, şiddet eğilimli içeriklere sınır koymak, sağlıklı beslenme ve egzersiz için çocuğu teşvik etmek önemli bir tutumu oluşturmaktadır. Çocuk, ergenlik dönemine geçişte yaşadığı fiziksel, zihinsel ve duygusal değişiklikleri zaten kendi başına atlatabilmesi zor iken aynı zamanda ebeveynlerinde meydana gelecek ani değişikliklerle de uğraşması bu süreci biraz daha zorlaştıracaktır. Kendisine özellikle bu dönemde destek olmalarını beklediği ebeveynlerinde göreceği olumsuz yaklaşımlar onu gereğinden fazla tepki vermeye itebilir.
Bu dönemi kolaylaştırmak, ailenin ve ergenin yaşadığı sorunlarla ilgili baş etme becerilerini desteklemek, işlevselliğini ve uyum becerilerini arttırabilmek, belirtileri ortadan kaldırabilmek amacıyla uzmanlar uygun psikoterapi yöntem ve teknikleri kullanabilmektedir.
Konuyla ilgili online ya da Tekirdağ'daki ofisimizden destek alabilirsiniz.
Randevu için 0552 780 22 52 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.